İnsan Kaynakları alanında çalışanların çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır. Bunun arkasındaki nedenler hakkında varsayımlarda bulunmak kolay olsa da, istatistiksel veriler ve endüstri analizi sunulan mantığı destekliyor mu?
İnsan Kaynakları Alanında Cinsiyet Dengesi
İK nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i (yönetici düzeyinde) kadınlardan oluşmaktadır. Buna ek olarak, Chartered Institute of Personne land Development (İnsan Kaynakları Yönetimi Profesyonelleri Derneği) tarafından yayınlanan rapora göre; dernek bünyesinde yüksek bir oranla (%69) kadın üyelere sahip. Bu oran Yenilikçi İnsan Kaynakları Derneğinde ise %62. Böylesine baskın bir kadın iş gücüne sahip bir sektör için, İK’da erkeklerin oranının az olmasına rağmen hala orantısız bir şekilde temsil edildikleri üst düzey rollerde bir miktar eşitsizlik görüyoruz.
Profesyonel olarak kadınlar, kariyerlerinde çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu zorluklar içerisinde; iş ve aile hayatlarını dengede tutmayı, erkeklerden daha az kazanmayı ve işe alım sürecinde görmezden gelinmeyi içermekte. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütüne (OECD) göre kadın ve erkek maaşları arasında yüzde yirmi fark var. Ayrıca terfi olasılığı sadece yüzde on üç.
İnsan Kaynakları ve liderlikte bulunanlar, kadınların karşılaştığı ek baskıyı anlayarak ve ele alarak kadın çalışanları desteklemeli. Bu durumda kurumların ve yönetimin kadınlara fırsat eşitliği sunmaları oldukça kritik bir nokta. İK’daki kadınlar çoğunluktan daha mutlu olabilir, ancak diğer kadınların kendileri kadar mutlu olmalarına yardımcı olmakta başarılı olacaklarsa, harekete geçmek için daha fazla desteğe ve yetkiye ihtiyaçları olacak.
Kadınlar neden İK’da çalışmayı seviyor?
İnsan Kaynakları (İK)’nın ağırlıklı olarak kadınların hakim olduğu birkaç kariyer noktasından biri olduğu iyi bilinmektedir. Bunun sebebinin genellikle kadınların daha fazla empatiye, daha iyi insan becerilerine sahip oldukları ve doğal olarak İK’ya daha uygun olduğu söylenebilir.
Kadınların İK’da çalışmaktan hoşlanmalarının bir başka nedeni, diğer birçok başarılı kadınla çevrili olmaları ya da üçte ikisinin cinsiyet eşitliğini hissetmeleri olabilir. Fairygodboss’un kurucu ortağı Georgene Huang’a göre bu, %100’den uzak olsa da, kadınların yalnızca %55’inin çalışma ortamında erkeklere eşit muamele gördüklerini düşündüklerini söyledikleri ortalama bir kadının deneyiminden çok daha iyi.
Bir İK yöneticisinin en önemli ve temel özelliği nedir? Tabi ki yönetme becerisi. Kadınlar yönetimde erkeklere kıyasla çok daha iyi bir noktada. İşçilerin azami katılımı, o yerdeki kadınların azami mevcudiyeti ile görülür. Bunlar tamamen istatiksel veriler.
Kadınların İK alanında çalışmayı sevmesinin en önemli sebeplerinden biri de WelfareWorkers’ Association (İşçi Refahı Derneği). Derneğin ilk buluşması Haziran 1913’te gerçekleşti. Dernek ağırlıklı olarak Birleşik Krallık fabrikalarında çalışan kadınların refahıyla ilgileniyordu. Bu nedenle kurucu üyelerin 29’unun kadın olması şaşırtıcı değil. Daha sonra diğer adayları asal olmayan görevler şeklinde işe almaya başladılar ve devam ettiler. Bugün bu devrimin bir parçasısınız. İlginç değil mi?